#PEDroTacklesBarriers to EBP

Kanıta dayalı fizyoterapinin önündeki en büyük dört engeli aşmak için #PEDroTacklesBarriers o kanıta dayalı fizyoterapi kampanyası:

  1. kampanya hakkında
  2. Zaman
  3. Dil
  4. Erişim yetersizliği
  5. istatistiksel beceri yetersizliğ
  6. Hepsini bir araya getirmek

1.kampanya hakkında

Kampanya hakkında. Portekizce sürüm

Kampanya hakkında. Fransızca sürüm

Kampanya hakkında. İtalyan sürüm

#PEDrotacklesbarrierstoEBP kampanyasına hoş geldiniz. Bu kampanya, kanıta dayalı fizyoterapideki dört büyük engeli aşmanıza yardımcı olacaktır.

Bu kampanya, kanıta dayalı fizyoterapinin engellerini araştıran Matteo Paci ve meslektaşları güncel bir sistematik derlemesinden esinlenilmiştir. Derleme, yaklaşık 10.000 fizyoterapistin görüşlerini rapor eden 29 çalışmayı içeriyordu. Zaman yetersizliği en sık karşılaşılan engeldi ve bu durum fizyoterapistlerin %53’ü tarafından rapor edildi. Bunu, dil (%36), erişim sorunları (%34) ve istatistiksel beceri yetersizliği (%31) izledi.

Mayıs 2022’den Nisan 2023’e kadar kampanya, kanıta dayalı fizyoterapinin önündeki en büyük dört engelin her birini araştırdı. Bu engellerle karşılaşan ve bunların üstesinden gelmek için stratejiler geliştiren fizyoterapistleri dinleyeceksiniz. Ayrıca, istatistiksel beceri yetersizliği engelinin üstesinden gelmemize yardımcı olmak için randomize kontrollü araşmaları yürütmek, analiz etmek, raporlamak ve yorumlamak için kullanılan yöntemler hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.

Her ay kanıta dayalı fizyoterapinin önündeki belirli bir engelin nasıl aşılacağına dair ipuçları yayınlayacağız. Dünya çapındaki fizyoterapistleri iş birliği yapmaya teşvik ediyoruz, böylece en uygun stratejileri çalışmalarınızda uygulayabilirsiniz.

Kampanya, fizyoterapistlerin bu engelleri nasıl aştıklarını ve uygulamalarında olumlu değişiklikler yapmak ve hastalarının sonuçlarını iyileştirmek için kanıtları nasıl kullandıklarını gösteren bazı gerçek dünyadan örneklerle sona erecektir.

#PEDroTacklesBarriers World Physiotherapy, Australian Physiotherapy Association, Società Italiana di Fisioterapia, Société Française de Physiothérapie, ve Koninklijk Nederlands Genootschap voor Fysiotherapie tarafından desteklenmektedir.

Kanıta dayalı fizyoterapinin önündeki en büyük engellerin aşılmasına yardımcı olmak için lütfen ‘PEDroTacklesBarriers to evidence-based physiotherapy’ kampanyasında bize katılın. Kampanyayı bu web sayfasından veya PEDro blog, Twitter ya da Facebook üzerinden takip edebilirsiniz.

 

2. Zaman

Zaman yetersizliği, kanıta dayalı fizyoterapinin önündeki en yaygın engeldir. Yoğun iş yükü, birbiriyle yarışan öncelikler, kanıta dayalı fizyoterapinin her 5 adımında ((Sor, Öğren, Değerlendir, Uygula, Belirle) ), yetkin olması, kaynak eksikliği, güven eksikliği ve mevcut kanıt miktarından/uygulamayı sürekli değiştirme sürecinden bunalmak gibi birçok faktör buna katkıda bulunur.

On klinisyen, #PEDroTacklesBarriers kanıta dayalı fizyoterapi kampanyasında zaman yetersizliği engelini aşmak için kullandıkları çeşitli stratejileri paylaşıyor.

Nosipho Zumana Mtotoba
Mafikeng Provincial Hospital, South Africa
Nosipho nicelikten ziyade kaliteyi vurguluyor. “Hayatta herkesin zamanı kısıtlı ama biz, bize verilen zaman içinde elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” diyor.
Kate Scrivener
Concentric Rehabilitation Centre, Australia
Zaman engelinin üstesinden gelmek için Kate tarafından önerilen anahtar stratejisi, sentezlenmiş araştırmaları kullanmaktır. Kate, “kılavuzların klinik uygulama için en önemli kanıtları sağladığını” ve “sistematik derlemelerin klinik uygulamada yaptıklarımızı değiştirecek kadar güçlü olma potansiyeline sahip olduğunu” söylüyor.
Nicholas Draheim
Movement Solutions, Australia
Nick, kanıtların personel toplantılarının bir parçası haline getirilmesini öneriyor. Bunun için “takımın bilgi ve becerilerini geliştirmeleri gereken alanları belirlemek ve ilgili yüksek kaliteli klinik araştırmaları toplantıya getirmek için personeli görevlendirmek” gerektiğini ifade ediyor.
Michele Marelli
Università degli Studi del Molise, Italy
Michele yeni makaleler okumaya zaman ayırıyor. “Kas-iskelet sistemi sağlığında belirli alanlarda uzmanlaşmanın” da zaman engelini aşmaya yardımcı olduğunu söylüyor.
Daniel Treacy
South Eastern Sydney Local Health District, Australia
Daniel, belirli bir süre boyunca bir uygulamaya veya soruya odaklanan bir dergi topluluklarının uygulamayı kolaylaştıracağını öne sürüyor. Daniel, “dergi kulüplerinin, ilgili araştırmaları okumanın yanı sıra, dergi topluluklarının yeni uygulamaların kliniğin yoğun çalışma programına nasıl entegre edileceğini planlama ve test etmeyi içermesi gerektiğini” vurguluyor.
Nehal Shah
Bhopal Memorial Hospital and Research Centre, Bhopal, India
Makale okuma rutinine sahip olmak Nehal’i daha verimli hale getirdi. Her sabah hazırda bir makale bulunduruyor, böylece boş zamanı olduğunda kolayca erişebiliyor.
Govinda Nepal
Kathmandu University Hospital, Nepal
Pek çok fizyoterapist gibi Govinda’nın da işe gidip gelmesi uzun sürüyor. Bu yolculuk süresini yüksek kaliteli araştırmalar okumak için kullanıyor.
Yvette Black
Bloomfield Hospital, Orange Health Service, Australia
Bir mentor bir keresinde Yvette’e “mesele zamanınızın olmaması değil, bunu yeniden planlamanız ve zaman yaratmanız gerekiyor” demişti. Yvette kanıtları değerlendirmeyi rutininizin normal bir parçası haline getirmek için ajanda kullanmanızı öneriyor.
Sean Kaplan
Home visiting physiotherapist, South Africa
Sean “neyi bilmediğini bilmek” istiyor. İlgili kanıtları kullanarak bu konuda harekete geçmek için meslektaşlarınızla veya arkadaşlarınızla işbirliği yapabilirsiniz.
Laura Crowe-Owen
Therapy for Life, Australia
Laura, sosyal medyanın stratejik kullanımı için bazı harikaönerilerde bulunuyor. Öneriler arasında, “en yüksek sesi çıkaran kişi yerine anlamlı makaleler üreten araştırmacıları takip etmek ve her zaman makaleleri okumak” bulunuyor.

Bu ay yedi klinisyen daha #PEDroTacklesBarriers to evidence-based physiotherapy kampanyası için zaman engelini nasıl aştıklarını anlatıyor.

John Tan
Singapore General Hospital, Singapore
John, zaman engelini aşmanıza yardımcı olmak için sizi teşvik edecek benzer düşünen meslektaşlar bulmanızı öneriyor. “Meraklı ve kararlı kalmak, ayrıca sorgulama alışkanlığı geliştirmek önemlidir” diyor.
Fairuz Boujibar
Rouen University Hospital, France
Fairuz, günde 30 dakikayı kanıtlar hakkında düşünmeye ayırmanın pek çok fizyoterapistin ulaşabileceği bir şey olduğunu düşünüyor. “Çalışılan yerde fizyoterapi öğrencilerinin olması karşılıklı öğrenme için bir fırsattır” diyor.
Francesco Ferrarello
Azienda Usl Toscana Centro, Italy
Francesco, “Düzenli olarak okumak işinizi kolaylaştıracak ve kendinize olan güveninizi artıracaktır” diyor. Araştırma okuma konusunda yeniyseniz, ayda bir ilgili makale okuyarak başlayın.
Alison Hoens
University of British Columbia, Canada
Alison, Britanya Kolumbiyası Fizyoterapi Derneği Tarafından finanse edilen Klinik Bilgi Aracısı’dır. “Kaynaklara erişmek ve ilgili kişilerle tanışmak için mesleki derneğinize katılmanın önemini vurguluyor.
Ruth Chua
Singapore General Hospital, Singapore
Ruth bize kanıta dayalı uygulamanın, tedavinin etkili ve hastalarınıza fayda sağlamaya yardımcı olacağını hatırlatıyor. Ruth, “bir konuda uzmanlık eğitimi almanın, kanıtı uygulamaya geçirmek için pek çok fırsat sunduğunu” söylüyor.
Matt Jennings
South Western Sydney Local Health District, Australia
Matt, sahip olduğunuz zamanı fark yaratmak için kullanmanıza yönelik sistem düzeyinde rehberlik sunuyor. “Zaman etrafındaki kültür gerçekten önemli; neye öncelik verdiğiniz ve ekipleri, en iyi bakımı sağlamaları için nasıl desteklediğiniz kritik önem taşır” diyor.
Harriet Shannon
University College London, United Kingdom
Harriet, zamanın kullanılabilir hale gelmesi için takım ahlakının önemli olduğunu düşünüyor. “Kanıta dayalı uygulamayı hayata geçirecekler olarak fark yaratanlar olmak, bir takım kararı ile başlar” diyor.

 

3. Dil

Dil, birçok ülkede kanıta dayalı fizyoterapiye erişim ve uygulamada önemli bir engeldir. Kanıta dayalı araştırma ve kılavuzların yayınlanması, yaygınlaştırılmasında kullanılan baskın dil İngilizcedir.

Beş fizyoterapist ve fizyoterapi grubu, #PEDroTacklesBarriers to evidence-based physiotherapy kampanyası için dil engelini nasıl aştıklarını paylaşıyor.

Tiê Parma Yamato, Brazil

Tiê Parma Yamato, ikinci dili İngilizce olan bir araştırmacıdır. Tiê, çoğu araştırma İngilizce olarak yayınlandığı için dil engelini aşmak amacıyla İngilizce öğrenmeye öncelik vermiştir. Başlangıçta, çeviri hizmetlerine (örneğin Google translate) büyük ölçüde güvenmiş, İngilizce kursları almış ve çok fazla İngilizce okumuştur. İngilizceyi daha fazla öğrenmek için Avustralya’ya seyahat etmiştir. Dile daha aşina hale geldikçe, daha karmaşık kelime dağarcığı ve tartışmalarla ilgilenerek literatürü ve kanıta dayalı uygulamaları daha derinlemesine anlamaya başlamıştır.

Zbyszek Wroński, Poland

PEDro yakın zamanda Lehçe’ye çevrilmiş, bu da Polonya’dan PEDro ile ilgili aramalarda büyük bir artışa yol açmış ve Polonyalı fizyoterapistler arasında kanıta dayalı uygulamanın erişilebilirliğini artırmıştır. PEDro kaynağı artık Polonya’daki fizyoterapi kurslarında kanıta dayalı uygulamayı öğretmek ve teşvik etmek için kullanılmaktadır. Araştırmaya erişim bu kaynak sayesinde artmıştır, ancak çoğu araştırma makalesi İngilizce yayınlandığı için dil bir engel olmaya devam etmektedir.

Cynthia Srikesavan, India

Güney Hindistan’daki Tamil Nadu’dan eğitim almış, Tamilce konuşan bir grup fizyoterapist, 2020’den beri aylık bir sanal günlük kulübü yürütüyor. Dil engelini aşmak için kullandıkları stratejilerden biri, dergi kulüpleri sırasında hem İngilizce hem de Tamilce kullanmaktır. Örneğin, ilk makale yapısını ve kavramları Tamilce olarak tanıtıyorlar, daha resmi sunumlarını İngilizce yapıyorlar ve daha geniş grup tartışmalarıyla Tamilce olarak bitiriyorlar. Bu, diğer stratejilerin yanı sıra, İngilizcelerini ve kanıta dayalı fizyoterapi anlayışlarını geliştiriyor

Anne-Kathrin Rausch, Germany

Physioscience, Almanca dilinde araştırma yayınlayan bir platformdur ve Alman Fizyoterapi Bilim Derneği’nin Resmi yayın organıdır. Araştırmaları daha erişilebilir kılmak için Physioscience, çalışmaları hem Almanca hem de İngilizce olarak yayınlamaktadır. Physioscience her sayısında üç adet ‘Gelesen & Kommentiert’ makalesi yayınlamaktadır. Bu makaleler Almanca olup, yayınlanan çalışmanın bir özetini (Öz) ve ardından konuyu Almanya, Avusturya ve İsviçre’deki fizyoterapi bağlamında tartışmak üzere eleştirel bir değerlendirme ve yorumu içermektedir.

Nynke Swart, the Netherlands

Nynke Swart, KNGF’nin (Hollanda Kraliyet Fizik Tedavi Derneği) Hollanda’daki fizyoterapi uygulamalarıyla ilgili 16 klinik kılavuz geliştirdiğini söylüyor. Kılavuzlar geliştirilirken ağırlıklı olarak Flemenkçe ve İngilizce çalışmalara odaklanılır. Diğer hususlarla birlikte kanıtlar, bir grup uzman tarafından fizyoterapistler için kullanımı kolay tavsiyelere dönüştürülür. KNGF, erişilebilirliği artırmak için kılavuzlarını hem Flemenkçe hem de İngilizce olarak yayınlamaktadır.

 

4. Erişim yetersizliği

Araştırmalara erişimin önünde engeller varsa kanıta dayalı fizyoterapi uygulanamaz. Aşağıda, tam metin makalelere erişim engelini aşmaya yönelik stratejiler hakkında iki video yer almaktadır. İlki, PEDro’daki bağlantıları kullanarak tam metne erişmeye odaklanmaktadır. İkincisi ise PEDro dışındaki diğer yöntemleri kullanan stratejileri özetlemektedir.

Tam metin makalelere erişim, kanıta dayalı bakım sağlamaya çalışan tüm sağlık profesyonelleri için çok önemlidir. Klinik bir soruya yönelik araştırmanın kalitesini ve uygulanabilirliğini değerlendirmek için tam metin makalelere ihtiyaç vardır. Ayrıca, müdahalenin ayrıntılı bir açıklaması için de gereklidirler.

Bir PEDro araması sonucunda ilgilendiğiniz bir makaleyi görüntülemek istediğinizde, bağlantı linki tıklanır ve “Ayrıntılı Arama Sonuçları” sayfası açılır. 2022’de PEDro’da bu bağlantılar aracılığıyla ücretsiz tam metin erişimi olan makalelerin yüzdesini yakın zamanda tahmin ettik. Örneklenen makalelerin %60’ı (%95 güven aralığı %53 ila %67) için ücretsiz tam metne erişim mevcuttu. Bu oran, PubMed üzerinden erişilebilen ücretsiz tam metin erişiminden daha yüksektir (%47, %95 güven aralığı %40 ila %54).

PEDro’daki her makale için tam metne en fazla 5 bağlantı sağlıyoruz. Bağlantıların sayısı, makalenin PubMed veya PubMed Central dizininde yer alıp almadığına makalenin bir DOI numarasına sahip olup olmadığına ve derginin bir web sitesine sahip olup olmadığına bağlı değişir. Bu bağlantılar ücretsiz tam metin erişimli olabilir veya makaleyi görüntülemek için dergiye abone olmanız veya ödeme yapmanız gerekebilir. Ücretsiz tam metne erişim dergi yayıncıları tarafından belirlenir. PEDro’daki tam metin bağlantıları, ücretsiz tam metne erişim olasılığına göre sıralanmıştır. Listenin en üstündeki bağlantıların ücretsiz tam metne bağlantı verme olasılığı, listenin sonundaki bağlantılara göre daha yüksektir.

Linkler:

1. PubMed Central
PubMed Central, Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitüleri Ulusal Tıp Kütüphanesi tarafından üretilen biyomedikal dergi literatürünün ücretsiz bir tam metin arşividir. Ocak 2022’de, içeriklerini arşivlemek için PubMed Central ile anlaşması olan dergilerde yayınlanmış 7,6 milyondan fazla tam metin makale içeriyordu. PEDro “Detaylı Arama Sonuçları” sayfasındaki “PubMed Central” bağlantısına tıklamak sizi doğrudan PubMed Central’daki makaleye götürecektir. Bu web sitesinde makalenin tam metnini görüntüleyebilir veya bir bağlantıya tıklayarak makaleyi Taşınabilir Belge Formatında (PDF) açabilirsiniz.

2. DOI
Bu, içeriği tanımlamak ve internetteki konumuna kalıcı bir bağlantı sağlamak için Uluslararası DOI Vakfı tarafından atanan benzersiz bir alfanümerik dize olan Dijital Nesne Tanımlayıcısının kısaltmasıdır. PEDro “Detaylı Arama Sonuçları” sayfasındaki “DOI” bağlantısına tıklamak sizi doğrudan derginin web sitesindeki makaleye götürecektir. Tüm dergiler tam metne ücretsiz olarak erişmenize izin vermeyebilir. Bu durumda, makaleye erişmek için oturum açmanız veya ödeme yapmanız istenebilir. Abonelik gerekiyorsa, makaleye üniversiteniz tarafından sağlanan kütüphane veya yerel tıp kütüphanenizin sağlık hizmeti aracılığıyla erişebilirsiniz.

3. PubMed
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitüleri Ulusal Tıp Kütüphanesi tarafından üretilen PubMed, 34 milyondan fazla biyomedikal literatür alıntısı ve özeti içeren ücretsiz bir veritabanıdır. PEDro “Detaylı Arama Sonuçları” sayfasındaki “PubMed” bağlantısı sizi makalenin PubMed girişine götürecektir. Bu PubMed girişi, diğer kaynaklardan tam metne bağlantılar içerebilir

4. PDF locator
İnternetteki bazı arama motorları ücretsiz PDF belgelerini bulmak için tasarlanmıştır. PEDro’da makalenin PDF kopyalarını aramak için PDFSearchEngine.net’i kullanan bir bağlantı oluşturduk. PEDro “Detaylı Arama Sonuçları” sayfasındaki “PDF locator” bağlantısına tıkladığınızda PDFSearchEngine tarafından oluşturulan arama sonuçlarına ulaşacaksınız. Bu sonuçlar, yerleşik bir algoritma kullanılarak alaka düzeyine göre sıralanır. İlgilendiğiniz makalenin tam metnine bir bağlantı olup olmadığını görmek için arama sonuçları listesini taramanız gerekecektir. Arama sonuçlarının ilk iki sayfasına bakmanızı öneririz.

5. Publisher
Tam metne erişmek için son seçenek, PEDro “Detaylı Arama Sonuçları” sayfasındaki “yayıncı” bağlantı linki kullanarak derginin web sitesinden erişmektir. Tam metne erişmek, aradığınız makalenin yayınlandığı sayıyı bulmak için dergi web sitesine gitmenizi gerektirecektir. Tüm dergiler tam metne ücretsiz olarak erişmenize izin vermeyecektir. Bu durumda, makaleye erişmek için giriş yapmanız veya ödeme yapmanız istenebilir.

Saurab Sharma, Nepal

Nepal’de bir fizyoterapist, araştırmacı ve eğitimci olarak Saurab Sharma, “ödeme duvarı” arkasında kalan tam metin araştırma makalelerine erişimde sık sık engellerle karşılaştı. Saurab, kaynakların kısıtlı olduğu düşük ve orta gelirli ülkelerde tam metin makalelere ücretsiz olarak nasıl erişilebileceğine dair bazı yenilikçi çözümler sunuyor. Örneğin, PubMed Central veya Hinari gibi dijital arşivler, belirli dillerdeki makaleleri arama seçenekleri sunar ve tam metin makalelere ücretsiz erişim sağlayabilir. Ücretsiz tam metin makalelere erişmek için diğer iyi kaynaklar Journal of Physiotherapy, PLoS ve BMC gibi ‘açık erişimli’ makaleler yayınlayan dergiler veya yayıncılardır. Fizyoterapi Kanıt Veritabanı da bazıları ücretsiz olan tam metin makalelere erişim için bağlantılar sağlar. 2022’de yayınlanan bir
araştırma tam metin makalelerin %47’sine erişim sağlayan PubMed ile karşılaştırıldığında, PEDro’nun veritabanından örneklenen makalelerin %60’ına erişim sağladığını göstermiştir. Bu videoda Saurab, erişim engelini aşmak için bu kaynakları ve diğer stratejileri inceliyor.

 

5. istatistiksel beceri yetersizliğis

İstatistiksel beceri yetersizliği, kanıtların yorumlanması ve kanıta dayalı fizyoterapinin uygulanması önünde yaygın bir engeldir. Journal of Physiotherapy ‘nin Bilimsel Editörü de dahil olmak üzere üç klinisyen-araştırmacı, randomize kontrollü çalışmaları yürütmek, analiz etmek, raporlamak ve yorumlamak için kullanılan yöntemleri tartışarak istatistiksel beceri eksikliği engelini ele alıyor.

Bu konu Ekim 2022 ile Ocak 2023 tarihleri arasında ele alınacaktır.

Aidan Cashin
Egzersiz fizyolojisti ve araştırmacısı, New South Wales üniversitesi, Avustralya
Uygulama alanı: İnme sonrası fizyoterapi müdahalesi ve araştırması
Kate Scrivener
Fizyoterapist, eğitimci ve araştırmacı, Macquarie Üniversitesi Avustralya
Uygulama alanı: İnme sonrası fizyoterapi müdahalesi ve araştırması
Mark Elkins
Bilimsel editor Journal of Physiotherapy
Uygulama alanı: Solunum hastalıklarında fiziksel ve farmakolojik tedaviler ve yayınlanmış araştırmaların klinisyenler tarafından anlaşılması ve uygulanmasının geliştirilmesi

Çalışmalardaki karşılaştırma içeren sonuçların yorumlanması

Yüksek kaliteli randomize kontrollü çalışmalar, birlikte çalıştığınız hastalar için hangi tedavinin en iyisi olabileceğine dair klinik kararları desteklemek için harika bir kanıt kaynağıdır. Çalışmalardan elde edilen bulguları yorumlarken, hem sonuçların nasıl rapor edildiğini hem de tedavinin neyle karşılaştırıldığını göz önünde bulundurmak önemlidir.

Deneme sonuçları genellikle sonuçlardaki ‘grup içi’ değişim olarak veya ‘gruplar arası’ fark olarak ölçülür ve rapor edilir. Grup içi karşılaştırma ile gruplar arası karşılaştırma arasındaki ayrım, deneme sonuçlarını yorumlarken önemlidir. Gruplar arası fark, tedavi etkisini temsil eder çünkü doğal seyir, ortalama regresyonu ve bakım alma ile ilgili belirgin olmayan etkileri içermez, bu da grup içi değişiklikte bulunur.

Denemelerdeki tedavi etkisi her zaman karşılaştırmalıdır, yani tedavinin faydası (veya zararı) denemedeki diğer tedavi(ler)e göre yorumlanır. Bu önemli bir konudur çünkü karşılaştırma grubunun seçimi, etkinin büyüklüğünün yorumlanması ve karşılaştırmanın tedavinin adil bir denemesi olup olmadığı üzerinde büyük bir etkiye sahip olacaktır.

İdeal karşılaştırma grubunu seçmek kolay bir süreç değildir ve araştırma sorusundan (etkililikten etkinliğe uzanan geniş bir yelpaze) önemli ölçüde etkilenir. Örneğin, araştırmacılar tedavinin mevcut uygulamadan daha iyi olup olmadığı ile ilgileniyorsa, kılavuza dayalı bakım uygun bir karşılaştırma grubu olabilir.

Karşılaştırma grubunun seçimi, denemeler sistematik derlemelerde sentezlendiğinde de önemlidir. Sistematik derlemelerin meta-analizlerinin benzer tedavilere sahip çalışmaları ve benzer karşılaştırma gruplarına sahip çalışmaları birleştirmesi önemlidir.

 

Denemelerde körlemenin önemini anlamak

Herhangi bir klinik araştırmaya dahil olan çok sayıda paydaş vardır. Bunlar arasında hastalar ve katılımcılar, terapistler, araştırmacılar, sonuç değerlendiricileri ve istatistikçiler yer alır. Paydaşlar denemelerde bir önyargı kaynağıdır. Bunun nedeni, bir hastanın müdahale veya kontrol grubuna tahsis edilip edilmediğini bilmelerine bağlı olarak prosedürleri veya sonuçları bilinçli veya bilinçsiz olarak etkileyebilmeleridir. Önyargıları en aza indirmek için, bir deneme katılımcıların hangi gruba atanmış olduklarına dair paydaşları ‘kör’ edebilir. Körleştirme, paydaşların gruplara uygulanan tedaviler arasında ayırım yapamaması durumunda başarılı olarak kabul edilir.

Klinik çalışmalarda körleştirilmesi gereken üç önemli kişi veya grup şunlardır:
1. Hasta veya katılımcı: hastanın müdahaleyi mi yoksa kontrolü mü aldığının farkında olmadığı durumlarda
2. Terapist: Terapistin müdahaleyi mi yoksa kontrolü mü uyguladığının farkında olmadığı durumlarda
3. Değerlendirici: Sonuç değerlendiricisinin/değerlendiricilerinin değerlendirilen katılımcının müdahaleyi mi yoksa kontrolü mü aldığından haberdar olmadığı durumlarda.

Çoğu fizyoterapi çalışmasında, katılımcıları ve terapistleri kör etmek çok zordur. Örneğin, müdahaleler fiziksel veya aktifse (örn. egzersiz), katılımcılar müdahaleyi aldıklarını ve terapistler de bunu uygulayıp uygulamadıklarını bileceklerdir. Değerlendiricinin körleştirilmesiyle ilgili olarak, değerlendirici hastanın hangi gruba tahsis edildiğini bilmiyorsa ve sonuç ölçümleri objektifse (örneğin pasif hareket açıklığı) körleştirme başarılıdır. Ancak, sonuç ölçümleri hasta tarafından bildirilen veya kendi kendine bildirilen (örneğin ağrı) olduğunda, hastanın kör olması halinde değerlendiricinin kör olduğu kabul edilir.

Çalışmalar sıklıkla başlıkta veya özette ‘tek kör’ veya ‘çift kör’ gibi terimler kullanarak körleme olayını bildirmektedir. Ancak, bu terimlerin tutarsız kullanımı söz konusudur. Örneğin, bir ‘çift kör’ çalışma terapistleri ve sonuç değerlendiricileri kör ederken, bir diğeri hastaları ve istatistikçileri kör etmiş olabilir. Okuyucular bir klinik çalışmanın hangi unsurlarının körleştirildiğini araştırmalı ve yazarlar bu belirsiz terminolojiden kaçınmalı ve kimin körleştirildiğini açıkça belirtmelidir.

Bazı klinik çalışmalar, aktif müdahalelere benzer kontrol müdahaleleri sağlayarak hastaları kendilerine tahsis edilen gruba kör etmeye çalışmaktadır. Kontrol ve aktif müdahalenin algılanan benzerliğini değerlendirmek için, bazı çalışmalar hastalara “Aktif bir tedavi aldığınıza ne kadar ikna oldunuz?” sorusunun sorulduğu “tedavi güvenilirliğini” rapor etmektedir. Aktif ve kontrol müdahaleleri arasındaki benzer tedavi güvenilirliği genellikle başarılı bir körleştirmeye işaret eder.

Bir klinik çalışmadaki birçok kişi körleştirilebilir. Körleme önyargıları en aza indirmeye yardımcı olsa da, her kişiyi körlemek genellikle zordur. Okuyucuların, körleme eksikliğinin bir araştırmanın yürütülmesini ve raporlanmasını nasıl etkileyebileceğini değerlendirmesi gerekir.

 

Denemede amaç-tedavi analizi anlama

Amacına yönelik tedavi, randomize kontrollü deneylerde sonuçları analiz etme yaklaşımıdır. Amacına yönelik tedavi, randomize edilen tüm katılımcıların istatistiksel analizde dahil edildiği ve hangi tedaviyi aldıklarına bakılmaksızın başlangıçta atanmış oldukları gruba göre analiz edildiği anlamına gelir. Amacına yönelik tedavi, randomize kontrollü deney verilerini analiz etmek için önerilen yaklaşımdır.

örnek:
Bir varsayımsal randomize denemede, akut bel ağrısı olan 100 katılımcı, aktif kalmaları veya yatak istirahati yapmaları yönünde tavsiye almak üzere randomize edildi. Birincil sonuç, başlangıçta ve 4 haftada değerlendirilen sırt ağrısıdır. Katılımcıların demografik ve klinik özellikleri (örn. yaş, cinsiyet, ağrı skorları, ağrı süresi, vb.) başlangıçta her iki grupta da benzerdi.

4 hafta sonra, 10 katılımcıyla iletişim kurulamadı (bu katılımcıların 7’si yatak istirahati grubundaydı) ve bu nedenle takipte verileri yoktu. İlave olarak, başlangıçta atanmış oldukları müdahaleyi uygulamayan 10 katılımcı daha vardı – aktif kalmaları önerilen gruba randomize edilen 3 hasta yatakta istirahat etti ve yatak istirahati grubundaki 7 katılımcı aktif kaldı

Bu varsayımsal denemeden elde edilen verileri analiz etmenin en iyi yolunun, takipte veri sağlamayan katılımcıları ve müdahaleye uymayanları dışlamak olduğu yönünde bir yanılgı bulunmaktadır. Bu yaklaşım, denemenin sonuçlarında önyargıya neden olur ve günlük klinik uygulamada gerçekleşenleri temsil etmez.

Denemede amaca yönelik tedavi neden önemlidir?
Varsayımsal denemede her iki grup da ana demografik ve klinik özellikler açısından benzerdi. Takipten çıkan katılımcıları dışlamak, bu önemli özelliklerde dengesizlik yaratabilir ve bunun sonucunda denemenin sonuçlarında önyargı oluşabilir. Örneğin, takip edilmeyen katılımcılar belki daha şiddetli ağrıya sahipti ve önerilen tedavilerden herhangi bir fayda görmediler ve araştırmacıların veri istemlerini görmezden geldiler. Bu durumda, analizden çıkarılmaları, ana klinik bir özellikte (ağrı şiddeti) dengesizliğe neden olur, çünkü takibe alınanlar arasında daha şiddetli ağrıya sahip olan katılımcılar daha fazlaydı. Bu durumun yanlı tedavi etkileri yaratması muhtemeldir. Amaç tedavi analizi, orijinal grupları koruyarak bu sorunu engeller.

Klinik uygulamada, hastaların klinisyenlerin önerilerini tam olarak yerine getirmemesi oldukça yaygındır, yani uyum genellikle mükemmel değildir. Belirlenen müdahalelere uymayan deneme katılımcılarını dışlamak (ayrıca ‘protokol başına analiz’ olarak da bilinir), klinik uygulamayı temsil etmeyen yapay bir mükemmel bağlılık senaryosu yaratır ve tipik olarak fazla tahmin edilen sonuçlara yanlılık getirir. Tedavilere bağlılık zayıfsa, tedavi niyetine göre yapılan analizler, tedaviye bağlı kalan hastalarda ortaya çıkacak tedavi etkisinin büyüklüğünü olduğundan düşük gösterebilir.

 

Güven aralıklarını anlama

Bir denemede rapor edilen müdahalenin etkisi hastam için ne kadar kesindir?
Tedavilerin etkilerini karşılaştıran çalışmaların amacı, okuyuculara bir hastanın bir tedaviye karşı başka bir tedavi alması durumunda ne olacağı hakkında bir fikir vermektir. Çalışma bunu bir ‘etki tahmini’ üreterek yapar. Sürekli ölçümler için bu, gruplar arası farktır; müdahale grubu için ortalama sonuç puanı eksi kontrol grubu için ortalama sonuç puanı. Burada p-değerlerinden bahsetmediğimizi unutmayın, bir dizi nedenden dolayı p-değerleri tedavi kararlarını bilgilendirmek için yararlı değildir

Yine de çalışmadaki etkinin bir çalışma örnekleminden geldiğini kabul etmek önemlidir. Bunun bir anlamı, araştırmacıların yapabileceği en iyi şeyin tüm popülasyondaki etkinin bir tahminini sunmak olduğudur. Tüm tahminler kesin değildir ve ne kadar kesin olmadıkları önemlidir. Araştırmacıların bir etki tahmininin kesinliğini tanımlamak için sahip oldukları en önemli ve kullanışlı araç güven aralığıdır.

Güven aralıkları genellikle yanlış yorumlanır. Hastaların %95’inin yaşayacağı etki aralığını veya bireysel bir hastanın bekleyebileceği en büyük ve en küçük etkileri temsil etmezler.

Güven aralığının teknik açıklaması oldukça karmaşıktır ancak klinik amaçlar için yeterince yakın bir şekilde yorumlanabilecek bir yol vardır. Güven aralığı, popülasyon etkisinin muhtemelen düştüğü değer aralığıdır. Dolayısıyla, bir denemenin gruplar arası ortalama farkı 2 puan ise, 1 ile 3 arasında bir güven aralığına sahipse, tedavi etkisinin en iyi tahmini 2 puan olmakla birlikte, bu değer 1 puan ile 3 puan arasında herhangi bir yerde olabilir.

Bir klinisyen için, makul etkiler aralığı (güven aralığındaki değerler), ortak bir karara varırken tedavi seçenekleri hakkında hastayla yapılan tartışmanın bir parçasını oluşturabilir.

 

6. Hepsini bir araya getirmek

Kampanyanın son iki ayında, fizyoterapistlerin hastaların kanıta dayalı bakım almalarını sağlamak için farklı engelleri nasıl aştıklarına dair başarı öyküleri sergilenecek. Bu ay, inme rehabilitasyonu ve onkoloji alanlarında bireysel klinisyen perspektifinden başarı öykülerini ele alıyoruz.

Kate Scrivener (danışman fizyoterapist Sydney, Avustralya) inme rehabilitasyonuna ilişkin kılavuz ilkelerin uygulanmasının hastasının (Sharon) inme sonrasında önemli ölçüde işlev kazanmasına nasıl yardımcı olduğunu anlatıyor.

  • Bağlam: Sharon 40’lı yaşlarında felç geçirmiş, başlangıçta çok engelli olan ve bir yaşlı bakım tesisine taburcu edilen biriydi. Neyse ki tesisin bünyesinde bir rehabilitasyon merkezi vardı.
  • Kanıtlar: İnme rehabilitasyonuna ilişkin kanıta dayalı klinik uygulama kılavuzları yüksek yoğunlukta, yoğun ve göreve özel uygulama önermektedir.
  • Uygulamanın önündeki engeller: Sharon’ın motor planlama sorunları ve şiddetli spastisite dahil olmak üzere çeşitli bozuklukları vardı ve bu da kılavuz önerilerinin uygulanmasını çok zorlaştırıyordu. Sonuçolarak, başlangıçta ayakta durmak için iki kişiye ihtiyaç duyuyordu ve yürüyemiyordu.
  • Çözüm: Kate ve ekibi, çok sayıda problem çözme ve deneme yanılma ile, Sharon’un yoğun, görev odaklı uygulamayı gerçekleştirmesini sağlayacak bir yol buldular. Temel stratejiler arasında, motor planlama sorununu aşmak için anlamlı günlük aktivitelerle bağlantılı olarak bütünsel (parça yerine) görev uygulaması kullanmak ve ayakta durma ve yürüme pratiği sırasında dizinin uzanmış kalmasını sağlamak için bir zimmer bölme kullanmak yer alıyordu.
  • Sonuçlar: Sharon, felç geçirdikten sonraki 6 ila 12 ay arasında yardımla yürümekten yardımsız yürümeye ve ardından tesis dışında yürümeye geçiş yaptı. Sonunda yaşlı bakım tesisinden ayrıldı ve şimdi destekli konaklama yerinde kendi başına yaşıyor.

Rohit Raykar (Sydney, Avustralya’da birinci sınıf lisans öğrencisi fizyoterapist), kanıtların kanserden kurtulan bir kişinin egzersiz yapma motivasyonunu nasıl artırdığını anlatıyor.

  • Bağlam: Rohit, stajda olan ve yumurtalık kanseri olan 60’lı yaşlardaki bir kadına tedavi uygulayan bir öğrenciydi. Kemoterapi nedeniyle ciddi yorgunluk yaşıyordu.
  • Uygulamanın önündeki engeller: Hasta kanserden etkilenen yumurtalıklarını aldırmak için histerektomi geçirmişti ve Rohit ameliyat sonrası egzersiz yapmasını teşvik etmek için hastayla görüşüyordu. Hasta, yorgunluk ve yorgunken egzersiz yapma konusundaki geçmiş olumsuz deneyimleri nedeniyle bir egzersiz programına katılma konusunda çok isteksizdi.
  • Kanıt: Rohit’e egzersizin kanser hastaları için faydalı olduğu söylenmişti ancak kanıtları kendisi görmek istedi. Arama ve değerlendirme becerilerini kullanarak, kanser hastaları için egzersizin etkileri üzerine yüksek kaliteli bir sistematik inceleme buldu. İnceleme, egzersizin kilo alımını, bilişsel işlev bozukluğunu, lenfödemi ve kanserin nüksetme ve ikincil kanser riskini azaltmak da dahil olmak üzere çok sayıda faydası olduğunu gösterdi
  • Çözüm: Rohit, bu kanıtları bir sonraki seansında hastasına iletti ve hastası faydalar karşısında şaşkına döndü. Rohit, herhangi bir miktarda egzersizin iyi bir başlangıç noktası olduğunu ve zamanla bunu yavaş yavaş artırabileceğini hastasına güvence verdi.
  • Sonuçlar: Rohit, hastayı bir poliklinik egzersiz fizyologuna yönlendirdi ve zamanla aktivite düzeylerini yavaş yavaş artırabildi.

Ashileigh (Toowoomba, Avustralya’da özel muayenehane fizyoterapisti) inme rehabilitasyonu konusundaki kılavuz önerilerini egzersiz programını değiştirmek için nasıl kullandığını ve hastası (Wendy)’nin inme sonrası yürüme becerisini nasıl artırdığını sunuyor. Wendy, egzersiz programındaki değişiklikler ve iyileşmesi hakkındaki görüşlerini de paylaşıyor.

  • Bağlam: Wendy 60’lı yaşlarında ve 5 yıl önce felç geçirdi. Birkaç yıl rehabilitasyon gördükten sonra günde 1 km yürüyordu ancak felç öncesindeki gibi 5 km’ye geri dönmek istiyordu.
  • Sorun: Ashleigh, Wendy’nin birkaç yıl rehabilitasyon sonrasında gelişimde duraksadığını fark etti. Wendy genellikle hidroterapi yapıyor ve görev odaklı olmayan (örneğin, bacak uzatmaları, oturup kalkmalar gibi) 1-3 set egzersiz yapıyordu. Ashleigh, farklı bir şey yapabileceğine dair kanıt aramaya karar verdi.
  • Kanıt: Felç rehabilitasyonu konusundaki en güncel kanıta dayalı klinik uygulama kılavuzu, yüksek yoğunluklu, yoğun ve görev odaklı uygulamayı önermektedir. Ashleigh, bu kılavuzu Wendy’nin hedeflerine uygun daha fazla görev odaklı egzersiz içeren programını uyarlamak için kullanmayı kolay buldu
  • Uygulamanın önündeki engeller: Ashleigh, Wendy’nin hidroterapi yerine daha fazla karada eğitim yapması gerektiğini öne sürdü. Ancak Wendy hidroterapiden hoşlanıyordu ve orada birçok yeni arkadaş edinmişti. Wendy’nin yapmak istedikleri ile hedeflerine ulaşmak için yapması gerekenler arasında bir denge bulması gerekiyordu.
  • Çözüm: Wendy’nin hidroterapinin devam edeceği ancak yürüme konusundaki hedeflerine özgü olan yüksek tekrarlı karada egzersizleri de yapacağına karar verildi (örneğin, adımlama sırasında bacağı daha hızlı hareket ettirerek 400-600 tekrar)
  • Sonuçlar: Birkaç ay içinde yürüme hızı 0.8 m/sn’den 1.3 m/sn’ye ve günlük yürüme mesafesi 1 km’den 2 km’ye kadar iyileşti.

Son ayımız, bir fizyoterapi ekibinin hizmetlerinde kanıta dayalı fizyoterapiyi nasıl uyguladığını anlatıyor.

Nicole Stockill (Toowoomba Hastanesi’nde fizyoterapist, Avustralya), bir denge dersinde yapılan değişiklikleri kanıta dayalı uygulamayla uyumlu hale getirme konusunu sunuyor.

  • Bağlam: Toowoomba Hastanesi, Avustralya’daki yaşlı ve yetişkin rehabilitasyonu ile inme hizmetleri ekibinde çalışan fizyoterapistler, düşmeleri önleme konusundaki en iyi mevcut kanıtları okudula
  • Kanıt: Bir sistemik incelemenin yüksek kaliteli kanıtları, haftada 3 saatten fazla yapılan yüksek zorluk derecesine sahip denge egzersizlerinin, düşme riskini %39 azalttığını bulmuştur. Yüksek zorluk derecesine sahip denge egzersizleri, üst ekstremite desteğinin kaldırıldığı, destek tabanının azaltıldığı ve ağırlık merkezinin hareket ettiği egzersizlerdir.
  • Sorun: Fizyoterapistler, bu kanıtlarla uyumlu olup olmadığını görmek için kendi denge sınıflarını değerlendirmeye karar verdiler. Hastaların önerilen 3 veya daha fazla saate kıyasla haftada 2 saat egzersiz yaptığını ve egzersiz tekrarlarının yalnızca %31’inin yüksek zorluk gerektiren denge egzersizlerini içerdiğini buldular.
  • Uygulama engelleri: Sınıfın temel bir revizyona ihtiyacı vardı, ancak kanıtların uygulanmasında bazı engeller vardı. Bunlar arasında, yeni sınıfın planlanması ve personeli sınıf yapısı ve kanıtlar hakkında eğitmek için zaman, küçük ekipman eklemeleri ve yüksek zorluk derecesine sahip egzersizleri içeren yeni ev egzersiz programları gibi ek kaynaklar ve fizyoterapistlerin bir saatlik oturumda tüm yeni egzersizleri yapabilmelerini sağlamak için zaman yönetimi yer alıyordu.
  • Çözüm: Fizyoterapi ekibi, sınıfı bir devir sınıfı formatına yeniden yapılandırarak birçok engeli ele aldı. Egzersiz istasyonları ve poster talimatları, egzersizlerin bireysel yeteneklere uygun olarak düzenlenmesine izin verirken, grup ortamında kazanılan egzersiz motivasyonunu korudu. Hastalara, performansları hakkında hedefe yönelik talimatlar ve geri bildirim sağlandı ve bu da egzersiz yapma motivasyonlarını artırdı. Sonuç, personel gereksinimleri, kaynaklar ve maliyetler üzerinde neredeyse hiç etkisi olmayan yüksek zorluk derecesine sahip, yüksek hacimli bir programdı.
  • Sonuçlar: Ortalama tekrar sayısı sınıf başına 101’den 894’e yükseldi ve yüksek zorluk derecesine sahip egzersizleri içeren tekrarların yüzdesi %31’den %100’e çıktı. Bu, fizyoterapistler tarafından zamanla değerlendirilen denge sonuçlarında iyileşme sağladı.
  • Maddie Jaeger (Toowoomba Hastanesi’nde fizyoterapist, Avustralya). Maddie, kanıta dayalı bakımı denge sınıf hizmetlerine uygulayan bir fizyoterapi ekibinde çalışma deneyimini paylaşıyor. Maddie, sınıfın özelliklerini, katılımcıların sınıfın zorlukları ve yoğunluğuyla nasıl başa çıktıklarını, katılımcıların ölçülen sonuçlarında meydana gelen değişiklikleri ve hedeflerini başarmalarını açıklıyor.

     

    ‘#PEDroTacklesBarriers to evidence-based physiotherapy’ kampanyası artık sona erdi. Kanıta dayalı fizyoterapiye yönelik engelleri aşmanıza yardımcı olacak paylaşılan stratejileri ve ipuçlarını beğenmiş olmanızı umuyoruz.

    PEDro, bu kampanyayı koordine eden Joshua Zadro’yu takdir eder. Ayrıca, tüm kampanya katkıda bulunanları, Mariana Nascimento Leite ve Junior Vitorino Fandim’in (Portekizce), Leonardo Pellicciari, Francesco Ferrarello, Michele Marelli, Matteo Paci, Paolo Pillastrini’nin (İtalyanca), Elodie Louvion, Magda Costa Castany, Céline Lesage, Matthieu Guémann ve Guillaume Galliou’nun (Fransızca) çeviri çalışmalarını, PEDro Eğitim ve Eğitim Komitesi’ni ve Geraldine Wallbank, Courtney West ve Anne Moseley’nin PEDro üretim desteğini takdir eder.

    En son haberleri almak için PEDro Gazetesine giriş yapın